Tatilde, plajda, metroda fark etmez—Bu Yaz Okumanız Gereken 7 Kitap listesiyle yaza hem kafa hem ruh molası ver!
Tatiller, yolculuklar, şehir kaçamakları… Yaz, okuma alışkanlıklarımızı tazelemek ve ertelediğimiz kitaplara zaman ayırmak için uygun bir mevsim. Bir şezlong üzerine uzanıp mı okumak istersiniz yoksa serin bir balkonda soğuk bir kahve eşliğinde mi, orası size kalmış. Kendinize ayıracağınız okuma saatleri için size bir liste hazırladık. Yeni çıkanlar, çok konuşulanlar veya kıyıda köşede kalmış hazine değerinde yapıtlar, fark etmez. Türü ne olursa olsun, bu kitaplar sizi içine çekecek, belki de içinde geçen bir cümle hayatınızı değiştirecek. Kimbilir? Denemeye değer. Hazırsanız başlayalım.
Sarı Yüz
R. F. Kuang / İthaki Yayınları
Bu yılın kesinlikle en popüler kitaplarından biri R.F. Kuang’ın çok ses getiren romanı “Sarı Yüz”. Goodreads tarafından “Yılın En İyi Romanı”, “İngiliz Kitap Ödülü” ve “Yılın Kurgu Kitabı” kategorilerinde ödüle layık görülen “Sarı Yüz” iki arkadaşın ilişkisini mercek altına alıyor.
Ünlü Amerikalı-Çinli yazar Athena Liu, genç yaşında büyük başarılar kazanmış yetenekli bir isim. Yakın arkadaşı June da bir yazar ama hayatı boyunca Athena’nın gölgesinde kalmış. Athena bir gün bir kazada hayatını kaybediyor. Arkadaşı June ise, Athena’nın yazdığı ama yayınlanmamış kitap taslağını buluyor. Ve o kitabı kendi ismiyle yayınlıyor. Birdenbire büyük bir ilgi görüyor, övgüler alıyor, listelere giriyor. Ancak geçmiş June’un peşini bırakmıyor. Sosyal medyada isimsiz bir hesap tarafından tehdit edilince işler karışıyor. İlgi çekici bir konu, aynı zamanda yayıncılık sektöründeki temsil meseleleri, sosyal medyadaki linç kültürü ve ırkçılığı da ele alan enteresan bir roman. Ama en çok, hırs insana neler yaptırabilir, bir insan daha ne kadar ileri gidebilir, gözlemlemesi keyifli.

Akşamın Sesleri
Natalia Ginzburg / Can Yayınları
Bu kez başrolde 27 yaşındaki Elsa’nın hayatını okuyacağımız sürükleyici bir roman var, Ginzburg’un “Akşamın Sesleri” eseri. İkinci Dünya Savaşı yeni bitmiş ve 40’ların belirsiz dönemleri gelmiş. Bir hayali İtalyan kasabasındayız. Elsa, savaşın gölgesinde yaşamış insanları anlatıyor; komşuları, akrabaları, aşkları, çatışmaları, umutları ve yıkımlarıyla… Doğrudan bir savaş ve faşizm okumuyorsunuz. Hikâyelerin içinde saklı kalmış alt metinleri okuyorsunuz. İlk gençlikler, yarım kalmış aşklar, bastırılmış duygular, zamansız kayıplar… Akşamın Sesleri, Natalia Ginzburg’un en güçlü metinlerinden biri. Savaşın yarattığı kolektif sessizlikle örülmüş, kaybolan hayallerin ve kırık hatıraların romanı.

Adım Gantenbein Olsun
Max Frisch / Can Yayınları
Bir aşk hikâyesiyle karşınızdayız. Ama bu bildiğiniz aşk hikâyelerinden değil. İsviçreli yazar Max Frisch’in 1964 yılında yazdığı “Adım Gantenbein Olsun”un konusu şöyle: Bir adam bardan dışarı adım atar ve kısa bir süre sonra direksiyon başında ölü bulunur. Anlatıcımız kulak misafiri olduğu konuşmalardan edindiği bilgilerle bu adamın hikâyesini bir araya getirir ama ortaya iki farklı hikâye, iki farklı versiyon ve iki farklı kahraman çıkar. Bunlardan biri Enderlin, diğeri Gantenbein’dır.
Bu romanın ilginç de bir arka planı var aslında. Yazar Frisch bu yapıtı Avusturyalı şair ve yazar Ingeborg Bachmann ile olan duygusal ilişkisinden ilham alarak yazmış. Bachmann ise buna karşılık “Malina” adında bir roman yazmış. İkilinin ilişkisi üzerine de Alman yazar ve yönetmen Margarethe von Trotta “Çölün Kalbine Yolculuk” (2023) filmini çekmiş.

Şiddetin Tarihi
Edouard Louis / Can Yayınları
32 yaşındaki Fransız yazar Edouard Louis’in 2016 çıkışlı “Şiddetin Tarihi” kitabı ülkemizde Can Yayınları etiketiyle raflarda. Arkadaşlarıyla yediği yılbaşı yemeğinden sonra evine doğru yol alırken yolda karşılaştığı Reda adında bir adamla tanışan ve onu evine davet eden Edouard, hayatının en zor gecelerinden birini geçirir. Yaşadığı korkunç şiddet hikâyesini, yazarın düşünce akışını okurken içinizde hissediyor, Edouard’ın acısını neredeyse gözünüzle görüyorsunuz. Şiddetin kökeni, çıkış noktaları, onu tırmandıran dinamikleri gibi şiddet kavramına ilişkin pek çok öğeyle karşılaşıyor, bir yandan da göçmenlik, ırkçılık, erkek şiddeti ve travma gibi kavramlarla olan kesişme noktalarına hayret ediyorsunuz. Bir suç ve adalet hikâyesi olmasının yanı sıra, Louis’in kıvrak kalemi de üslubuna hayranlık duymanızı sağlıyor. Fazla dürüst, fazla gerçek. Sarsıcı bir hikâye.

Dinlenme ve Rahatlama Yılım
Ottessa Moshfegh / İthaki Yayınları
2000 yılında Manhattan’dayız. Genç, güzel ve eğitimli bir kadın, şık bir sanat galerisinde çalışıyor. Pek de çaba gerektirmeyen bir işi var, zaten çaba göstermesine de gerek yok, ailesinden yüklü bir miras kaldığı için hayatı konforlu. Ancak sayısız ilaç alıyor. İçi boş geçen günler geçiriyor, sürekli uyumak istiyor. Reva adında çok yakın bir arkadaşı var ancak sinir bozucu bir insan. Sevgilisi de Dünya Ticaret Merkezi’nde çalışan bir bankacı. Onunla da gelgitli bir ilişkisi var.
2018’de yayınlanan bu roman, içindeki boşluğu ve mutsuzluğu kış uykusuna yatarak geçirmek isteyen esas kızın aynı zamanda zeki ve incelikli monologlarına da sahne oluyor. Öykü ve denemeleri Paris Review ve The New Yorker gibi saygın yayınlarda yer alan, ilk romanı Eileen ile Hemingway Vakfı/PEN Ödülü’nü kazanan, eserleri defalarca New York Times çoksatanlar listesine giren Ottessa Moshfegh’in ikinci romanı “Dinlenme ve Rahatlama Yılım”; yayımlandığı yıl Time, The Guardian ve Washington Post tarafından yılın en iyi kitapları arasında gösterildi.

Carol
Patricia Highsmith / İletişim Yayınları
İlk taslağının yayıncısının reddettiği ve sonrasında 1952 yılında “Tuzun Bedeli” adıyla yayınlanan “Carol”, 50’lerin New York’unda geçen alışılmadık bir aşk hikâyesi anlatıyor. Therese, New York’taki bir mağazada çalışan sıradan bir satış elemanıyken, otuzlu yaşlarında güzel ve çekici bir kadın tezgahına doğru yürür. Orada duran Therese, aşkın ilk şokuna tamamen hazırlıksızdır. Nefret ettiği bir işi ve sevmediği bir erkek arkadaşı olan, beceriksiz on dokuz yaşında bir genç kızdır Therese. Carol ise boşanma ve tek kızının velayet mücadelesinin sancılarını çeken, sofistike ve sıkılmış bir ev kadını.
Therese, Carol’ın dünyasına karşı konulmaz bir şekilde çekilirken, ikisinin de ne kadar çok şey kaybedebileceğini kısa sürede fark eder… Roman, başrollerini Cate Blanchett ve Rooney Mara’nın paylaştığı 2015 yapımı filme de ilham vermişti. Bir yasak aşk öyküsü olmasının yanı sıra, toplumsal normlara meydan okuyan özgür ve cesur bir roman.

Nakano Eskici Dükkanı
Hiromi Kawakami / Domingo Yayınevi
Birkaç kez evlenmiş ve boşanmış eğlenceli bir karakter olan Nakano, onun hiç evlenmemiş ressam kız kardeşi Masayo, içe kapalı genç Takeo… Ve bu eskici dükkanına giren çıkan birbirinden farklı insanlar, her biri başka bir hikâye taşıyan eşyalar. Herkesin ve her şeyin kendine özgü bir sırrı var. Karakterlerden Hitomi bu küçük evrende, yalnız eski eşyaları değil aşkı, hayatı ve insanlar arasındaki incelikli bağları da keşfetmeye başlıyor. Son dönem Japon edebiyatının parlayan yıldızlarından Kawakami, sanki olanı biteni bir günlükten okuyormuşuz gibi yazıyor.
Zarif, dokunaklı ve bazen de büyülü sözcükler dökülüyor kaleminden. Bu romandan bir aksiyon veya gerilim beklemeyin. Burada daha çok hayattaki küçük anlara ve insan ilişkilerine odaklanıyoruz. Hayat aslında büyük değil, sıradan bir günde başımıza gelen sıradan şeylerdir, diyor kısacası.

Kapak Fotoğrafı: Şule Makaroğlu
Bu Yaz Ne İzleyeceğiz?: En Yeni Diziler