Rosette Bulutsusu’nun yeni Hubble görüntüsü, yıldız oluşumunun dramatik sahnelerini ve gökyüzündeki kozmik dönüşümü gözler önüne seriyor. Karanlık ve gizemli bir silüet: Rosette Bulutsusu’nun yıldızlarla dolu yüzü.
Rosette Bulutsusu: Hubble’dan Kozmik Bir Baş Yapıt
NASA’nın okul otobüsü büyüklüğündeki uzay teleskobu Hubble, 35 yılı aşkın süredir evrenin sırlarını gözler önüne seriyor. Bilim insanları ve vergi mükellefleri için tarihi bir yatırım haline gelen Hubble, Dünya yörüngesinden gönderdiği son görüntülerle yine büyüledi. Bu kez, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ile birlikte yayımlanan görseller arasında Rosette Bulutsusu’nun büyüleyici bir fotoğrafı yer alıyor.

Rosette Bulutsusu, yıldızların doğumuna tanıklık eden, oldukça aktif ve uç koşullara sahip bir uzay bölgesi. Hubble’ın bu son görüntüsünde, merkezdeki devasa yıldızların yaydığı yoğun radyasyonla şekillenen gaz bulutları yer alıyor. ESA’nın açıklamasına göre, görüntünün sağ üst köşesinde yer alan karanlık bir bulutun ucunda, içinden sıcak plazma fırlatan genç bir yıldız görülüyor. Bu plazma jetleri, çevresindeki soğuk bulutlara çarparak şok dalgaları oluşturuyor.
Fotoğraftaki koyu renkli V biçimli gölgeler, hidrojen gazından oluşan devasa bulutları temsil ediyor. ESA bu yapıları “sanki yukarıdan sola çapraz gelen, ardından sağa uzanan bir duman perdesi gibi” diye tanımlıyor. Sağ üst köşede ise, sıcak gaz püskürten bir yıldızın tetiklediği kırmızı parıltı dikkat çekiyor.
Arka planda sarı ve turuncu tonlarda parlayan aydınlatılmış gaz bulutları, bu göksel manzarayı tamamlıyor. Geniş Rosette Bulutsusu, yaklaşık 100 ışık yılı çapında bir alanı kaplıyor ve yalnızca bu karede bile 4 ışık yılı genişliğinde bir bölgeye odaklanılmış durumda. Bilinen yaklaşık 2.500 yıldız, bizden 5.200 ışık yılı uzaklıktaki bu yapının içinde yer alıyor. Bulutsular, yıldız ve gezegen oluşumu açısından evrenin üretim merkezleri sayılıyor.
Hubble’ın bu kadar net görüntüler elde etmesinin nedeni, Dünya atmosferinden 320 mil yukarıda yer alması. Yaklaşık 2.4 metrelik aynası sayesinde insan gözünden 1000 kat daha keskin detaylar sunabiliyor. NASA’nın verdiği örnekle: “Hubble, New York ile Tokyo arasındaki mesafeden, aralarındaki 3 metre olan iki ateşböceğini görebilecek kadar güçlü.”
Teleskobun belki de en devrimsel karesi, 1995 yılında 10 günlük bir süreçte çekilen Hubble Deep Field (Derin Uzay Alanı) oldu. Bu görüntü, daha önce gözlemlenemeyen binlerce galaksiyi ilk kez ortaya çıkardı.